öncelikle yazacaklarım, kendi tecrübelerim , okuduklarım ve duyduklarım üzerine kurulu ve bütün bunların doğru olması gerekmiyor. o nedenle kendiminkini yazacağım, başkalarının eğrisi doğrusu farklı olabilir vs vs.. neyse mevzumuza dönersek;
sokakta rottweiler'la yürüken ' oğlum kaçın, canavar köpek!' tadındaki yaklaşım ve yorumlara hazırlıklı olmalısınız. neyse konumuz bu da değildi.
* bazı rott'lar diğer hemcinslerine oranla daha saldırgan olabilirler. bunu yavruyken çok iyi anlayamayabilirsiniz. bizim torun, adı 'mülayim'di, bi 4 aylıkkenden itibaren saldırgan bi tip olmaya başladı. 5 aylıkken de annesi ve diğer kardeşlerine daldığı için evden ayırdık. yeni sahipleriyle arası iyiydi ama onlardan birini de ısırınca en son fabrikaya bekçi köpeği oldu. mülayim'in büyüdüğü ortam sevgi doluydu ama bizim hatunun 4 yavrusundan birisi manyak çıktı. yani siz karanlık odada tutmayıp, çiğ et vermeseniz bile aldığınız yavru genetik yapı olarak arızalı olabilir. bu yüzde kaç ihtimaldir vs bilemiyorum ya da ne bileyim yüzde 1 ihtimal de olabilir. şayet yavrunuz genetik olarak saldırganlığa eğilimliyse, işte o noktada deneyimli bir köpek sahibi olmanız önemli. bu tür eğilimler doğru zamanda doğru eğitimle sıfırlanabilir ya da aza indirgenebilir. işte bu noktada önem kazanıyor sizin tecrübeli olmanız. bu sabah aldığım üzücü bir haberi de hatırladım şimdi. arkadaşımın babasının 5 yaşındaki kurt köpeğini dün belediye gelip, götürmüş barınağa. olay da şu: sahibi gezdirirken kurt, yoldan geçen bir adama doğru hamle yapıyor, sahipte köpeği hayır diyerek çekiyor. kurt bu kez sahibine dalıyor ve delicesine ısırıyor. tabii şikayet eden sahip değil buna tanık olan komşu adam. tehlikeli olduğu gerekçesiyle belediye köpeğe el koydu. arkadaşımın babasının da iil köpeğiydi ve köpek çoğu zaman söz dinliyordu. çok nadir isyan bayrağını kaldırdığı oluyordu. neyse belediye gelmeden önce biz de çare ararken, işte köpeğin eğitilebileceğini hatta gereken eğitimin daha öncelerde ( isyan ettiği anlarda, doğru zamanda, doğru tepkilerle ) yapılmasını vs konuşuyorduk. ' dog whisperers' diye bir belgesel önermişti sohbetteki iskoç arkadaşımız. onun abisinin de benzer sorunları olmuş köpeğiyle ama 5 yaşından sonra köpeği hizaya getirmişler. bakımı, maması, yiyeceği vs öğrenilen şeyler, okursunuz, ona göre ihtiyacını giderirseniz köpeğinizin ama alacağı eğitim ( temel itaat / ileri itaat)önemli. siz gereken eğitimi sözünüzü dinletecek kadar, okuyarak kendiniz de verebilirsiniz ama ilk köpeğinizse bu biraz zor. mesela yapmaması gereken bi şey yapar, bağırırsınız ona, sonra size öyle bir bakar ki 2 dakka sonra onu severken bulabilirsiniz kendinizi. yani bu şekilde acemilik olursa siz onun köpeği olursunuz ve emin olun bunu başarmakta çok ustalar. yani yukarda da belirttiğim gibi, köpeğiniz oldukça yumuşak huylu olur, siz de köpek psikolojisine ve eğitimine kolay adapte olursunuz ve hiç sorun olmayabilir. bunları yazayım dedim yani en kötüsünü.
ben olsam şu an neler yapardım:
* seçme şansınız varsa kesinlikle dişi almanızı öneririm. nedenlerini isterseniz anlatırım sonra.
* yavruları gözlemleyin, onlarla oynayın ve kendiniz seçin büyütmek istediğiniz yavruyu. bazı kitaplarda test gibi şeyler okudum da yavrunun mizacını/ huyunu anlamaya yönelik, hatırlamıyorum şimdi ama nette bulursunuz bi şeyler.
* tamer dodourka - köpek psikolojisi ( yardımı olur köpeğinizi anlamanız açısından)
* bekçi köpeğidir ve mekanını ve sizi savunmak, korumak rott'ların en önemli özelliğidir. sizi ve evini ölümüne korur, sahiplenir. evde besleyecekseniz eve yabancı bir hayvanın girmesi mümkün değil ( bizim kız çok kıskanç belki, bilemedim )
* yaklaşık ilk 3 yıl zordur. tuvalet eğitimi, temel itaat vs, diş kaşıma bahanesiyle yenen terlik, ayakkabılra, parçalanan yastıklar ama sonra büyürler ve türkçeyi de öğrenmiş olurlar :)
yavrularla biraz vakit geçirin derim. anneyi besleyen akrabalarınızla konuşun. okuyun, araştırın ve hazırsanız alın. sorumluluğu büyük altına girerim diyorsanız, hiç durmayın. mesela son uzun seyahatimiz sonrası bizim hatun egzama oldu dertten.. yaşlandı da artık. o nedenle bir daha uzun tatil yapmayacağım ama olsun. bazen çok bunaltmasına, kaprislerine, tuvaleti temizlemek için harcadığım emek ve zamana, ondan dolayı eve gelmeyen arkadaşlarıma rağmen, iyi ki var hayatımda. şimdi olsa yine onunla olmayı seçerdim. umarım siz de ileride bunları söyleyebileceğiniz bir yavruyu bulursunuz.
0